Hepimizin korktuğu veya maruz kalındığında kaygı duyduğu olaylar, objeler, konular vardır. Bu tarz korkular veya kaygılar son derece normaldir. Fakat maruz kalındığında ciddi, uzun süren ve ani ataklar oluşturan kaygı ve korkulara “fobi” ismi verilir. Spesifik her obje veya duruma karşı oluşabilecek olan fobilerden en yaygın olanlarından birisi de Sosyal Fobi ‘dir.
Sosyal fobi, bireyin aynı toplumda yaşadığı diğer insanlarla bir arada bulunduğunda yaşayabileceği küçük düşürülme veya negatif değerlendirilme, hakkında kötü konuşulma tarzında durumlardan dolayı kaygı duyup oluşturduğu ani tepkidir. Fobilerin genel özelliği olarak bilinen en ayırt edici noktalardan birisi de hastanın yaşadığı atağın gereksiz, aşırı ve anlamsız olduğunu farkındadır fakat bunu durduramaz. Çoğunlukla bu kaygının sonucunda yaşanan aşırıya kaçabilen anksiyete ataklarından ve genel olarak sosyal fobiye sahip olmanın yarattığı kaçınma duygusuyla bireyler diğer insanlarla beraber bulunmak istemezler ve böyle durumlardan kaçınırlar. En çok bilinen sosyal fobi örneklerinden biri topluluk önünde konuşmadır. En çok görülen sosyal fobi tipi olan topluluk önünde konuşmak dışında birçok konuda sıkıntı yaşanabilir. Buna umumi tuvalet kullanmak, insanların arasında yemek yemek, bir şeyler okumak ya da yazmak gibi küçük şeyleri bile dahil edebiliriz.
Sosyal fobinin nedenleri nedir?
Sosyal fobinin en başında gelen nedenlerinden biri öğrenilmiş davranışlardır. Daha çok küçük düşürülme, hakaret edilme, dalga geçilme tarzında olayları yaşamış veya olaylara tanık olmuş kişilerde görülmektedir. Kişinin sosyal alanlarda bu tarz kötü hissettirici olaylara koşullanmış oluşu ona sosyal fobiyi ve etkilerini yaşatıyor olabilir. Ayrıca çocukken sosyal ilişkiler ve sosyal kişilik yeni kuruluyorken yaşanan dalga geçme/geçilme, alay edilme tarzında durumlarda bireylerde ileri yaşlarda sosyal fobi görülme ihtimali daha yüksektir. Sosyal anlamda daha çok çocuklukta öğrenilen davranışlardan kaynaklanan sosyal fobi, aynı zamanda bireyin ailesinin fazla katı olup olmadığı veyahut yeterince duygusal sıcaklık bağı kurup kuramadığı gibi faktörlere de dayalıdır. Mizaç olarak daha utangaç ve çekingen olan çocuklarda da ergenlikten sonra sosyal fobi görülme ihtimali diğer çocuklardan daha yüksektir. Aynı zamanda bilişsel nedenlere de dayanan sosyal fobide tehlike şemaları önemlidir, yukarıda bahsedilen durumlarda bireyin koşullanması sonucunda birey tehlike şemasını tetikleyecek bir durumla karşı karşıya kaldığında vücut cevap olarak o tehlikeye hazırlanacaktır. Böyle durumlarda ise bireyin kalp hızında artış, yüzde kızarma, vücutta titreme, nefes darlığı yaşaması gibi anksiyete atakları gerçekleşecektir.
Sosyal fobi kimlerde daha çok görülür?
Sosyal fobi insanların yaklaşık %12’sinde görülmektedir. Daha çok ergenlik ve erken yetişkinlik dönemlerinde ortaya çıkan sosyal fobi, erkeklere oranla kadınlarda daha çok görülmektedir. Dünya çapında oranlar değişse de muhafazakâr toplumlarda insanlar sosyal fobiyle daha çok karşı karşıya gelmektedir. Muhafazakâr toplumlarda daha çok görülmesi, üst başlıkta bahsedilen çevresel faktörlerin önemini de ayrıca vurgulamaktadır.
Sosyal fobiyi tanımladığımıza göre, peki sosyal fobinin belirtileri nelerdir?
Sosyal fobi aslında bir kaygı bozukluğu çeşididir. Bu yüzden belirtileri diğer çoğu kaygı bozukluğuna benzerdir. Genel olarak görülen kalp atışında hızlanma, terleme, yüz kızarması, nefes alamama, göğüs ağrısı, titreme, mide bulantısı, kas ağrıları, üşüme gibi belirtilerin görülmesi normaldir. Tek önemli farkı bu kaygı bozukluğu sosyal alanlarda ortaya çıkıp belirti vermektedir. Sosyal bir alana girildiğinde düşünülen negatif eleştiriler ya da diğer insanlar tarafından yapıldığı düşünülen negatif değerlendirmeler sonucunda oluşan kaygı yukarıdaki belirtileri verip ani ve aşırı tepkilere yol açabilir. Bu belirtilerden ve düşüncelerden sonra yaşanan belirtiler ise temel olarak kaçınmadır. Ortamdan kaçma, ortamı terk etmek, göz temasından veya birebir iletişimlerden kaçınma da buna dahildir.
Sosyal fobiyi tetiklememek için ne yapmalı? Hangi durumlar sosyal fobiyi tetikleyebilir?
Aslında genel yargı olarak bilinen topluluk önünde konuşma en yaygınıdır fakat tek tetikleyicisi değildir. Gerçekten kaygı bozukluğu olarak sosyal fobi yaşayan bir birey toplum içinde yapılan her türlü etkinlik, hareket hatta birebir iletişimi bile tetikleyici olarak görebilir.
Sosyal fobi nasıl tedavi edilir?
Sosyal fobinin tedavisinde hem terapi hem de ilaç kullanımı olumlu sonuç almaktadır. Yaşanan belirtiler kaygı bozukluğuna bağlı olduğu için kullanılan ilaçlardan biri adrenalin hormonuna etki ederek bireyin yaşadığı titreme, kan basıncı artışı gibi durumları azaltmaya yöneliktir. Çoğu sosyal fobiye sahip olan insan bu tarz ilaçları sosyal ortamlarda bulunacaklarını bildikleri zamanlarda kullanıp yaşadıkları belirtileri en aza indirmeye çalışırlar fakat bozukluğun genel tedavisinde maalesef baskılayıcı özelliği dışında etkisi yoktur.
Belirtileri bastırmak için anksiyete ilaçları kullanılabilir ama en iyi etki eden ilaç türü anti-depresanlardır. Etkisi çabuk ve etkili olsa da hem yan etki hem de bağımlılık yaratabilecek özelliklere sahiptir. En uzun süreli ve sağlıklı tedavi yöntemi psikoterapidir.
Bilişsel-davranışsal terapilerde yaygın olarak kullanılan yöntem maruz bırakılmadır. Yapılan araştırmalarda en etkili yöntemlerden biri olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Bireyde kaygı bozukluğu yaratan tetikleyicilere yavaş yavaş, dozu arta arta maruz bırakılma en efektif tedavi yöntemi olarak görülmüştür. Aynı zamanda psikoterapistler, bireylerde sosyal fobiyi yaratan temel noktaları, çocukluktan kalma bastırılmış travmaları ve oluşturulmuş şemaları yeniden düzenlemek adına terapi yöntemini kullanırlar. Terapi süresince hastanın temel negatif düşünce kaynağını bularak hastayla beraber, aşama aşama negatif düşünceleri değiştirmeye yardımcı olan bu psikoterapi yöntemi de kökten çözüm olarak düşünülebilir. Sosyal fobiye sahip olan çoğu insanda kişilik yargıları çevresel faktörlerden dolayı bozulmuş durumdadır. Bu sebeple psikoterapide bu bozulmuş kişilik yargılarını düzeltmek de sosyal durumlarda bireyi öne çıkarmaya yardımcı olmaktadır.
Sosyal fobinin üstesinden gelmek imkansız değil, bu sebeple ya kendinizde ya da çevrenizden birinde bu tarz tetikleyici durumlarda yaşanan belirtiler görüyorsanız mutlaka bir psikoloğa başvurmalısınız.
Kaynakça
DSM-V Tanı Ölçütleri
https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/17824